16 Eylül 2006

Türk Eğitiminin Dramı

Dünya Bankası ve AB istihdam ve eğitim projeleri uzmanı Melih Yalçıneli, gençlerin içinde bulunduğu durumu özetliyor
Lise bitirme çağına gelen her 100 adaydan 50?si ÖSS?ye giriyor, 10?u sınavı kazanıyor, 7?si üniversiteye başlıyor, 3?ü okulu bitiriyor, 2?si işe yerleşiyor

Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) ve Dünya Bankası (WB) tarafından hazırlanan 3 ayrı rapor Türkiye gençliğinin içinde bulunduğu çıkmazı gözler önüne seriyor. Dünya Bankası?nın, ?Türkiye?nin Eğitim Sisteminin AB üyeliği için hazırlanması? konulu raporuna göre her yıl üniversite umuduyla dershanelere 1 milyar YTL harcıyoruz. YÖK?ün Haziran 2006?da yayınladığı ?Türkiye?nin Yükseköğ retim Stratejisi? isimli raporuna göre üniversite çağına gelen 1.3 milyon öğ- renciden ancak yarısı liseyi bitirebiliyor. Her yıl ÖSS?ye giren 2 milyon öğrenciden ise sadece 400 bini yani yüzde 20?si üniversiteye yerleşiyor. Yine Dünya Bankası?nın İşgücü Piyasası Raporu?na göre ise 20-24 yaş arası üniversite mezunları için istihdam oranı yüzde 60?larda kalıyor.

ÜLKE KAN KAYBEDİYOR YÖK?ün raporuna göre öğrenciler kazandıkları bölümü beğenmeyip sınava yeniden girdiklerinde açılan üniversite kontenjanlarının yüzde 30?unun ziyan olduğunu vurgulayan Dünya Bankası ve Avrupa Birliği istihdam ve eğitim projeleri uzmanı Melih Yalçıneli, ?Aynı rapora göre üniversiteye kaydolanların ise sadece yarısı mezun oluyor. Yani kabaca ifade etmek gerekirse ülkemizde lise bitirme çağına gelen her 100 çocuktan 50?si liseyi okuyup ÖSS sınavına giriyor. 10?u sınavı kazanıyor, 7?si üniversiteye başlıyor, 3?ü okulu zamanında bitirebiliyor ve 2?si bir işe yerleştirilebiliyor. Bu da aslında ülkenin geleceğini tehdit eden çok ciddi bir kaynak israfı ile karşı karşıya olduğumuzu ve sürekli kan kaybettiğimizi gösteriyor. Bu ciddi sorun ülkeyi sürekli fakirleştiren ve önlem alınmazsa toplum olarak hayatta kalmamızı bile etkileyecek bir boyutta? dedi. Dershane sayılarının son 30 yıl içinde 30 kat arttığını ifade eden Yalçıneli, ?Türkiye?de faaliyet gösteren 4 bin dershane var. Dünya Bankası?nın ?Türkiye?nin Eğitim Sisteminin AB üyeliği için hazırlanması? konulu raporuna göre yılda 1 milyar YTL harcıyoruz. Ayrıca, bunun en az yarısı- nın da ÖSS amaçlı özel derslere harcandığı tahmin ediliyor. Yani ülke olarak iş bulabilen 25 bin genç yaratmak için bırakın üniversite masraşarını sadece kapıdan içeri giriş parası tarzında her birine 60 bin YTL ekstradan para harcıyoruz? diye konuştu. ?Toplumsal bir farkındalık seferberliği başlatılmalı? diyen Yalçıneli, herkesin yangını söndürmeye yönelik bir çaba içerisine girmesi gerektiğini kaydetti. Ülkenin sorunları çözecek insan kaynağına sahip olduğunu ifade eden Yalçıneli, ?Eğer yeterli insan kaynağımız yok ise bu ciddi sorunu çözmeye yönelik profesyonel beyinlerden destek almalıyız. Ama bu destekler eğer toplumsal olarak yeterli farkındalık oluşmazsa pek de fayda sağlamayacaktır? diye konuştu.

Matematikle başımız dertte

OECD?nin geleneksel ?Bir Bakışta Eğitim? yıllık raporları açıklandı. Rapora göre, Türkiye?de öğ- rencilerin matematik performansları OECD ortalamasının altında kalıyor. Avrupa ülkelerindeki öğ- rencileri genel olarak matematik bilgisi açısından ?tatminkar? sıralarda bulunurken, Türk öğrencileri OECD?deki en geri 11 ülkenin öğrencileri arasında kaldı. Türkiye Gayri SaŞ Yurtiçi Milli Hasıladan (GSYİH) eğitime ayrı- lan pay itibariyle alt sıralarda, yüksek öğretim kademesindeki öğrenci sayısında da en düşük ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye öğretmenlerin maaşlarının GSYİH?ye oranı açısından ise üst sıralarda yer aldı. Rapora göre, Türkiye ilköğretim ve ortaöğretimin alt kademesinde en az 15 yıl deneyimli öğretmenlerin maaşları nın kişi başına düşen GSYİH?ya oranının açısından iyi durumda olan ülkeler içinde. Macaristan, İzlanda, Norveç, Polonya ve İsrail?de öğretmen maaşları açısından en düşük; Kore, Meksika ve Türkiye en yüksek ülkeler oldu.

BUGÜN GAZETESİ

30 Kasım 2005

SON ÖÖS DEĞİŞİKLİKLERİ

Açıköğretim'de taban puan 160 olarak açıklandı
Anadolu Üniversitesi'nin (AÜ) açık öğretim iktisat ve işletme fakültelerini, Öğrenci Seçme Sınavı'ndan (ÖSS) 160 ve üzerinde puan alanların tercih edebileceği bildirildi. AÜ Rektörlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, açık öğretim sistemiyle öğretim yapan İktisat ve İşletme fakültelerine, 2005 Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu'nda belirtilen, 2005 ÖSS'den 160 ve daha fazla Eşit Ağırlıklı (EA) puan alanlar yerleştirilebilecek. Bunun yanında Sözel (SÖZ) ve Sayısal (SAY) puan türünden 160 veya daha fazla puan alanlar da söz konusu fakülteleri tercih edip yerleştirilebilecek.

POWER POİNT SUNUM HALİNDE YENİ SİSTEM İÇİN TIKLAYIN
ÖSS'de meslek lisesi mezunlarının işi zorlaştı! Fen ve sosyal bilimler testinde standart puan katsayısı 0.2'ye yükseltildi, matematikte 1.0'dan 0.9'a indirildi. Puan türü 7'ye çıkarıldı
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanı (ÖSYM) Ünal Yarımağan, Öğrenci Seçme Sınavı'nda (ÖSS) fen bilimleri testi ile sosyal bilimler testinin standart puanlarının çarpılacağı katsayıların 0.1'den 0.2'ye yükseltildiğini açıkladı. Ünal Yarımağan, YÖK binasında, 2006-ÖSS'de uygulamaya konulacak değişikliklerle ilgili basın toplantısı düzenledi. Yarımağan'ın verdiği bilgiye göre, ÖSS'de testlerin standart puanlarının çarpıldığı katsayılar değiştirildi. Eşit Ağırlıklı ve Sayısal puanlar hesaplanırken, Fen ve Sosyal Bilimler testinin standart puanları, Matematik testinin standart katsayıları düşürülerek yükseltildi. Bu çerçevede, gelecek yıl uygulanmak üzere, Eşit Ağırlıklı puan türündeki bir bölümü tercih edecek adayın ÖSS'de Fen Bilimleri testini yapması halinde bu testin standart puanının çarpılacağı katsayı 0.1'den 0.2'ye çıkarıldı. Bu alanda Matematik testinin standart puanı da 1.0'dan 0.9'da düştü. Aynı kapsamda, Sayısal puan türünde bir bölümü tercih edecek adayın Sosyal Bilimler testini yapması halinde bu testin standart puanı da 0.1'den 0.2'ye yükseltildi. Sayısal alanda Matematik testinin standart puanı da 1.1'den 1.0'a düşmüş oldu. Yarımağan, bu değişikliklerin, adayların büyük bölümünün Fen ve Sosyal Bilimler sorularını, kendilerine fazla puan getirmediği için yapmamasından kaynaklandığını anlattı. YABANCI DİL PUANI ÖSYM Başkanı Yarımağan, Yabancı Dil puanı hesaplanırken 2006'dan itibaren Matematik ve Fen testinin de etki etmesinin kararlaştırıldığını belirtti. "Her adayın Fen ve Matematiğe ihtiyacı var" diyen Yarımağan, "Dil" puanı hesaplanırken Matematik testinin standart puanının 0.2, Fen testinin standart puanının da 0.1 katsayısıyla çarpılacağını, ayrıca Sosyal Bilimler testinin standart puanının çarpılacağı katsayının da 0.1'den 0.2'ye yükseltildiğini kaydetti. Dil puanı hesaplanırken Türkçe testinin standart puanı 0.7'den 0.5'e, yabancı dil testinin standart puanı da 1.4'den 1.2'ye düştü. Bu durumda, Dil puan türüyle bir bölüme girmek isteyen adaylara, gelecek yıldan itibaren Fen ve Matematik soruları da puan getirecek. Bu puan türü hesaplanırken, Türkçe'nin ve Yabancı dil testinin ağırlığı, Fen ve Matematiğin "Dil" Puanını etkilemesi için biraz azaltılırken, Sosyal Bilimlerin ağırlığı da artırılmış oldu. Bundan önceki uygulamada, "Dil" sınavına giren adayların Matematik ve Fen testini yapmalarına gerek bulunmuyordu. Yarımağan, gelecek yıldan itibaren Öğrenci Seçme Sınavı'nın (ÖSS) süresinin 195 dakika (3 saat 15 dakika) olacağını bildirdi. ÖSS'de yapılan değişikliklerle ilgili bilgi vermek amacıyla basın toplantısı düzenleyen Yarımağan, 2006-ÖSS'nin tek oturumda yapılacağını ve her adaya sınavda tek soru kitapçığı ve tek cevap kağıdı verileceğini bildirdi. Yarımağan, sınavda, mevcut uygulamada olduğu gibi 10 tür soru kitapçığı kullanılacağını söyledi. Sınavda, 30'ar soruluk toplam 8 test yer alacağını kaydeden Yarımağan, "Ancak her bir adayın 6 testi, dolayısıyla 180 soruyu yanıtlaması yeterli olacak" dedi. Yarımağan, adaylara 195 dakika süre verileceğini bildirdi.
ORTAK MÜFREDAT Yarımağan'ın verdiği bilgiye göre, sınavda, meslek liseleri dahil tüm liselerde uygulanan lise 1. sınıfın ortak müfredatından toplam 120 soru yöneltilecek. Bu testler, her birinden 30'ar olmak üzere Türkçe, Sosyal Bilimler-1 (Sos-1), Matematik-1 (Mat-1) ve Fen Bilimleri-1 (Fen-1) şeklinde belirlendi.
ALAN TESTLERİ Bu soruları yanıtlayan adaylar, sınavın ikinci bölümünde alan dersleriyle ilgili testleri yanıtlayacak. Alan testlerinin her birinde de 30'ar soru olacak. Bu alanlar Edebiyat-Sosyal Bilimler (Ed-Sos), Sosyal Bilimler-2 (Sos-2), Matematik-2 (Mat-2) ve Fen Bilimleri-2 (Fen-2) olarak tespit edildi. TESTLERİN KAPSAMLARI VE YÜZDELERİ Sınavın, ortak müfredattan oluşan ilk bölümünde Türkçe testinde Türkçe'yi kullanma gücü ile ilgili sorular, Sos-1'de Sosyal Bilimler'deki temel kavram ve ilkelerle düşünmeye dayalı sorular (Tarih yüzde 43, Coğrafya yüzde 34, Felsefe yüzde 23 oranında), Mat-1'de matematiksel ilişkilerden yararlanma gücüyle ilgili sorular, Fen-1'de Fen Bilimleri'ndeki temel kavram ve ilkelerle düşünmeye dayalı sorular (Fizik yüzde 43, Kimya yüzde 30, Biyoloji yüzde 27) yer alacak. Sınavın alan testlerini kapsayan ikinci bölümünde de:
Ed-Sos alanında Türk Dili ve Edebiyatı (Edebi Metinler dahil-yüzde 57), Türkiye Coğrafyası (yüzde 27), Psikoloji (yüzde 16) sorulacak. Sos-2'de Tarih (yüzde 43), Ülkeler Coğrafyası (yüzde 23), Sosyoloji (yüzde 17), Mantık (yüzde 17) olacak. Mat-2'de Matematik yüzde 70, Geometri yüzde 30 oranında sorulacak. Fen-2'de ise yüzde 43 Fizik, yüzde 30 Kimya ve yüzde 27 Biyoloji soruları yer alacak. Dil alanında da Kelime ve Dil Bilgisi (yüzde 25), Çeviri (yüzde 15) ve Okuduğunu Anlama (yüzde 60) soruları olacak. PUANLAR Gelecek yıldan itibaren puan türleri de sınavın birinci ve ikinci bölümlerine göre, Say-1, Söz-1, EA-1, Dil, Say-2, Söz-2 ve EA-2 olmak üzere 7 ayrı puan türü olacak. ÖSYM Başkanı Yarımağan, soru üzerine, "Sınavda 7 ayrı puan türü olduğu için 7 ayrı birinci çıkabilir. Tabii bazı adaylar birkaç puan türünde de birinci olabilir. Tavan puan yine 300 olacak" dedi. Örneğin, EA puan türüyle Açıköğretim veya 2 yıllık meslek yüksekokullarına gitmek isteyen bir aday, sınavın ilk bölümünde yer alan ve Türkçe, Sosyal-1, Mat-1 ve Fen-1'den oluşan 120 soruyu yanıtlayacak. Bu aday lisans programlarını tercih etmek isterse, bu 120 soruya ek olarak, Ed-Sos ve Mat-2'den oluşan 60 soruyu daha yanıtlamak durumunda kalacak. PUANLARIN KULLANILACAĞI YERLER Sınavın 120 soruluk ilk kısmını yanıtlayan, yani EA-1, Söz-1 ve Say-1 puanı olan adaylar, meslek yüksekokullarını (Sınavsız geçişten sonra boş kalan kontenjanlara yerleşebilmek için), Açıköğretim ön lisans programlarını, Açıköğretim lisans programlarını (İngilizce Öğretmenliği hariç) ve özel yetenek sınavı sonuçlarını göre öğrenci alan lisans programlarını tercih edebilecekler. Bu puanlar ayrıca, mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarından mezun olanların kendi alanlarında ek puanla girilen yükseköğretim programlarına (Mesleki Eğitim Fakültesi, Teknik Eğitim Fakültesi, Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi, Ticaret ve Turizm Eğitimi Fakültesi, İlahiyat Fakültesi; Eğitim fakültelerinin Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri, Okul Öncesi, Anaokulu, Üstün Zekalılar, Zihin Engelliler, Görme Özürlüler ve İşitme Engelliler öğretmenlikleri; Sağlık Yüksekokulu, Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu, Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksekokulu, Endüstriyel Sanatlar Yüksekokulu, Sivil Havacılık Yüksekokulu, Uygulamalı Yabancı Diller Yüksekokulu, Bankacılık ve Sigortacılık Yüksekokulu, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu ve bu türdeki okullara yerleşmek amacıyla kullanılacak. Say-2, Söz-2 ve EA-2 puanları da mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarından mezun olanların kendi alanlarındaki ek puanla girilen yükseköğretim programları ile Açıköğretim lisans programları dışındaki 4 ve daha fazla yıllık lisans programlarına giriş amacıyla kullanılacak. Dil puanı da sadece yabancı dil ağırlıklı puanla öğrenci alan tüm lisans ve ön lisans programları için geçerli olacak. Yarımağan, "Sınavın güvenliği açısından yaşanacak güçlükleri, sınavın bedelini ve diğer konuları değerlendirdiğimizde, tek oturumda, adayların sürelerini rahatça kullanabilecekleri tek soru kitabı ve cevap kağıdından oluşan bir sınav yapmanın uygun olduğu kararını verdik" dedi. Yarımağan, "sınavın kapsamının genişlediğini" belirterek, "soruların müfredatla sınırlı olacağını" söyledi. Yarımağan, ÖSS'de yapılan değişikliklerle ilgili bilgi vermek amacıyla düzenlediği basın toplantısında, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. "İmam hatip lisesi mezunları, sınavın ikinci bölümünü de yanıtlayabilecekler mi?" sorusunu Yarımağan, şöyle yanıtladı: "Tabii ki. İmam hatip veya herhangi bir meslek lisesi mezunu ilk dört testten hesaplanan puanlarıyla kendi alanlarındaki programlara girecekler. Eğer kendi alanları dışındaki 4 yıllık programlara girmek istiyorlarsa bu kez lise mezunları gibi, diğer gerekli olan iki testi de yanıtlamaları gerekecek." "Sınavda 180 soru için 195 dakika süre veriyorsunuz. Bu sürede sadece ilk dört testi yapacak adaylar 120 soru yanıtlayacak. Bu durum, diğer adaylara haksızlık değil mi?" sorusu üzerine, şunları söyledi: "Bunun bilincindeyiz ama genellikle 120 soru yanıtlayan adaylar kendi aralarında, 180 soru yanıtlayan adaylar da kendi aralarında yarışacaklar. Aslında biz bir aydır son derece yoğun bir şekilde çalıştık, iki soru kitapçığı ve cevap kağıdı mı kullanalım, sınavda 5-10 dakika ara verelim gibi alternatiflerin hepsini değerlendirdik. Fakat sınavın güvenliği açısından güçlükler vardı. Bu güçlükleri, sınavın bedelini ve diğer konuları değerlendirdiğimizde en sonunda tek oturumda adayların sürelerini rahatça kullanabilecekleri tek soru kitabı ve cevap kağıdından oluşan bir sınav yapmanın uygun olduğu kararını verdik. "AMAÇ, OKULA DEVAMI SAĞLAMAK" "Sınav zorlaştı mı?" sorusunu da Yarımağan şöyle yanıtladı: "Zorlaştı demiyorum ama kapsamı genişledi. Ama kapsam da müfredatla sınırlı. Öğrenciye lisede öğrenmediği, zorunlu dersler dışındaki konuları sormayacağız. Kapsam değişikliğinin iki temel amacı var. Birincisi öğrencilerin üniversiteye bilgi açısından daha donanımlı gelmelerini sağlamak, üniversite sınavında sorulmuyor diye bazı konuları öğrenmeden üniversiteye gelmelerini önlemek. İkincisi de okula devamlarına katkıda bulunmak. Okula devam eden bir öğrenci bu konuları öğrenmek zorunda."
"ÖNCEKİ SİSTEMİN YAN ETKİLERİ OLMASAYDI..." Neden böyle bir değişikliğe gidildiği sorusu üzerine Yarımağan şunları söyledi: "Bundan önceki sistemin aslında yan etkileri olmasaydı, öğrenciler okullarına devam edip tüm konuları öğrenselerdi, üniversiteye donanımlı olarak gelselerdi, okullar boşalmasaydı, bu yapılmayacaktı. Bundan önceki sistem de çok iyi niyetle gerçekleştirildi fakat birtakım varsayımlar olmadı. Neydi bu varsayım? 'Bilgiye dayalı soru sormazsak öğrenci dershaneye gitme ihtiyacı duymaz, okulunda kalır' idi. Fakat öyle olmadı. Çünkü bilgiye dayalı soru sormuyoruz ama aday gene de kendini daha iyi hazırlamak istiyor." "OBP HESAPLAMA YÖNTEMİ ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ" Bir başka soru üzerine Yarımağan, ortaöğretim başarı puanının (OBP) hesaplanmasında "daha adaletli bir yöntem" üzerinde çalıştıklarını kaydetti. Yarımağan, "Türkiye'de ÖSS'deki en başarılı olan okulun en sonda yer alan öğrencisinin ortaöğretim başarı puanı 94, Türkiye'de en az başarılı okulun en sonda yer alan öğrencisinin başarı puanı da 50'ye kadar iniyor. Genel çerçeveyi yine değiştirmeyeceğiz ama ufak tefek, hesaplamayla ilgili çalışma yapıyoruz" dedi.

bilgihaber

bilgihabar...